Beylikdüzü Randevu (0212) 873 84 84 - (0553) 562 03 03

YAZILAR

SOLO ÇOCUKLAR
SOLO ÇOCUKLAR

SOLO ÇOCUKLAR

Tek çocuğunu yetiştirirken en iyiyi yapma kaygısı taşıyan anne-babalar, aşırı koruma ve kollama davranışı sergiliyor. Oysa çocuğun sağlıklı gelişebilmesi ve birey olabilmesi için ebeveynlerin yapması gereken sınırları dengeli şekilde belirlemek.

Şehir yaşamında geniş ailelerin yerini artık çekirdek aile aldı. Şehir yaşamının güçlükleri, ekonomik sorunlar gibi nedenlerle aileler tek çocuk sahibi olmayı tercih etmeye başladı. Çalışan annelerin sayısı da giderek artmakta. Çalışan annelerin çalıştıkları zamanı, çocuklarına veremedikleri, onun yanında olamadıkları için suçluluk duyguları yaşadıklarını, hem evle hem işle ilgili sorumluluklar hem de çocuğuna iyi bir anne olma isteği ile fazlaca koşturduklarını, yapılacak işlere yetişemediklerinden şikâyet ettiklerini sıkça görüyoruz. Çalışan anneler, pek çok rol arasında sıkışıp kaldıklarını ifade ediyorlar. Bu duygularla baş etmek için çocuklarını şımarttıkları, istediklerini aldıklarını, bazen geri kalan tüm vakitlerini onlara ayırdıklarını da görüyoruz. Hele ki eş sorunları ve annenin işiyle ilgili sorunları da var ise, sorun daha da işin içinden çıkılmaz hale gelebiliyor.

Ebeveynlerden birinin kaybı veya anne-baba boşanmış ise şartlar daha da güç olabiliyor. Bu çatışmanın yoğun yaşanması durumunda, ikinci çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamama düşüncesi veya kayıp, boşanma gibi sebepler, tek çocuklu ailelerin yaygınlaşmasına sebep oluyor. Tek çocuğunu yetiştirirken en iyiyi yapma kaygısı taşıyan anne-babalar, aşırı koruma ve kollama davranışı sergiliyor. Çocuklarının daha güvenli, kendi kararlarını veren, yaşama karşı ayakta durabilen bireyler olmasını isteyen anne-babalar, bunun yolunun sınırları kaldırmak olduğunu düşünebiliyor. Ailesine tüm isteklerini yaptıran çocuk, başka çocuklarla iletişimde pasif, çekingen, yönlendirmeye açık davranış sergiliyor. İletişim kurmakta güçlük yaşadığı ve yeterli davranış repertuvarını oluşturamadığı için, sorunlarını çözmek için anne-babasına ihtiyaç duyuyor. İstekleri anne-baba tarafından kolayca karşılanan çocuklar, bunu yaşam boyu hakları olarak görüyor ve hayatlarının her döneminde sürmesini bekleyebiliyor. İstekleri karşılanmadığında ise hayal kırıklığını yoğun yaşadıkları için kırılgan bir yapıda oluyor ve agresif davranışlar sergileyebiliyorlar. Engellenme karşısında yoğun hayal kırıklığı yaşayan bireyler, genellikle ilk dönemlerden itibaren kırılmayı, engellenmeyi öğrenemeyen çocukluk yaşantılarına sahipler. Biliyoruz ki, çocuğun kişilik gelişimi aile ve çevre tutumlarıyla biçimleniyor.

Çocuk ev içinde kendini oyalamayı, yalnız oynamayı, kendi işlerini yapmayı, sorumluluk almayı da öğrenmeli. Aileden bağımsız oyun oynamayı, araştırmayı, zaman geçirmeyi öğrenmesi de gelişim hedeflerinden birisi. Anne baba kendi bireysel ihtiyaçlarını da dile getirmeli, çocuğu kendini oyalayabilecek nitelikte etkinliklere yönlendirmelidir. Çocuk bu konuda zorlanıyor ise, örnek bir çalışma olarak, günlük etkinlik listesi uygulaması önerilecek çalışmalardan biridir. Çocuk aileyle geçirdiği zamanlar dışında listeden seçebileceği etkinlikleri yapabilir. Bu, çocuğa hem seçim yapabilmeyi öğretir, hem rehber niteliği taşıyan çalışmalardan biridir. Bu ve bunun gibi birçok teknikten yararlanmak mümkün.

Eğer aile çok koruyucu, her an gözlemci durumdaysa, çocuk da ailesi olmadan bir şey yapamayacağını düşünür ve kendine güveni gelişmez. Çocuğa engellenmeyi, isteklerini gerektiğinde ertelemeyi, dürtü kontrolünü öğretmek, biz anne-babaların görevidir. Anne-babaların çocuğuyla güven ilişkisini oluşturması, çocuğu hayata hazırlar. Çocukların sosyalleşmesi için yaşıtlarıyla ve diğer kişilerle iletişim kurması gerekmektedir. Çocuğun anaokuluna gitmesi; yaşıtlarıyla oynaması, paylaşmayı öğrenmesi, otoriteye uyum ve becerilerini geliştirmesi açısından faydalı olur. Bu mümkün değilse, çocukların yaşıtlarıyla sık sık bir araya gelmesi yararlı olacaktır.

Tek çocuklu aileler için öneriler neler olmalı?

  • Yaşına uygun kurallar koyun. Bu kuralları kararlılıkla uygulayın.
  • Beklemeyi ve sabretmeyi öğretin. Her istediğini anında karşılama çabasına girmeyin.
  • 3 yaşından sonra yaşıtlarıyla ya da başka çocuklarla bir arada olmasını sağlayın.
  • Kreşe gönderme imkânınız yoksa çocuğu olan ailelerle sık sık görüşün.
  • Mükemmel olmasını beklemeyin.
  • Söz hakkı verin ama tüm kararları ona bırakmayın.
  • Uygun karar seçenekleri sunun, birisini seçmesini sağlayın. Bireyselliğinin gelişmesini destekleyin.
  • Giyinme, soyunma, yemek yeme, temizlik gibi her türlü öz bakımını kendisinin yapmasına fırsat verin.
  • Bu sırada ortaya çıkabilecek sorunlardan dolayı eleştirmeyin.

KAYNAK | PSİKOHAYAT DERGİSİ

SAYI:19

| | | | Tümü |