Beylikdüzü Randevu (0212) 873 84 84 - (0553) 562 03 03

YAZILAR

GÖZ TEMASI KURMAK NEDEN ÖNEMLİDİR

GÖZ TEMASI KURMAK NEDEN ÖNEMLİDİR

İnsanların kişilikleri hakkında, gözlerimizle ne kadar karşılaştıklarına veya onlarla konuşurken uzağa baktıklarına dayanarak varsayımlarda bulunuruz. Ve sokakta ya da başka bir halka açık yerde herhangi birinin yanından geçtiğimizde, göz teması kurmadıklarında reddedilmiş hissine kapılabiliriz.

Örneğin; yinelenen bir bulgu, ‘gözleyen’ gözlerin dikkatimizi çektiğini, çevremizde başka neler olduğunun daha az farkında olmamızı sağladığını (daha önce bahsettiğim ‘grileşerek kaybolması’) ortaya koydu. Ayrıca, birinin bakışlarıyla karşılaşmak, biz tam o anda bize bakan başka bir kişinin zihniyle uğraştığımız gerçeğini kavrarken, bir dizi beyin işlemi başlatır. Sonuç olarak, başkalarının bakış açılarını yansıtan eylemlerinin farkına varırız ve bu da bizi daha bilinçli yapar.

Bu etkileri, bir maymun veya şempanzenin bakışıyla karşılaştıysanız çok yoğun bir şekilde hissetmiş olabilirsiniz: sizi inceliyor ve yargılıyor oldukları hissine kapılmamak neredeyse imkansızdır. Aslında, göz teması kurduğu düşünülen bir portreye bakmanın bile, sosyal bilişle ilgili beyin aktivitesinin, yani kendimizi ve başkalarını düşünmeye dahil olan bölgeleri tetiklediği gösterilmiştir.

 Araştırmalar, ‘gözleyen’ gözlerin dikkatimizi çektiğini gösteriyor. Kaynak: Getty Images

Takdir edersiniz ki başka bir zihnin nesnesi olduğumuzun farkına varmak son derece rahatsız edici. Bu konu ile ilgili Japon araştırmacılar tarafından yapılan bir deneyde, gönüllüler bir yüzün videosuna bakarken aynı anda çeşitli isimlerle eşleşecek fiilleri içeren bir kelime yarışmasını tamamladılar.(anlaşılması için örnek vermek gerekirse, ‘süt’ denildiğinde uygun cevap ‘içecek’ olacaktır.) En önemlisi, gönüllüler, videodaki yüz onlarla göz teması kurduğu zaman kelime türetirken çok zorlandılar. Araştırmacılar, bu etkinin, bir videodaki yabancı bir kişiyle bile olsa, göz temasının bilişsel rezervlerimizi boşaltacak kadar yoğun olduğunu düşünüyor.

Benzer bir araştırma, bir başkasının doğrudan bakış açısına maruz kalmanın aynı zamanda kısa süreli belleğimizi (veriyi kısa süreli akılda tutma ve kullanmayı sağlayan bellek), hayal gücümüzü ve zihin kontrolümüzü, zihnimizin alaksız verileri bastırma yeteneğini engellediğini ortaya koymuştur. Bu etkileri ilk elden, belki de farkında olmadan, başka biriyle konuşurken göz kontağını kestiğinizde ne söylediğiniz veya ne düşündüğünüz üzerine daha iyi konsantre olduğunuzu anlayabilirsiniz. Bazı psikologlar, küçük çocukların soruları cevaplamasına yardımcı olacak bir strateji olarak uzaklara bakmayı bile önermektedir.

Araştırmalar ayrıca göz teması kurulan diğer kişi hakkındaki algımızı şekillendirdiğini gösteriyor. Örneğin, genellikle göz teması kuran insanları daha akıllı, daha bilinçli ve samimi olarak (en azından Batı kültürlerinde) algılar ve söylediklerine inanmaya yatkım hale geliriz.

Tabii ki, çok fazla göz teması, dik bakışlar rahatsız edici, kimi zaman da ürkütücü olabilir.  Bir bilim müzesinde son zamanlarda yapılan bir çalışmada psikologlar tercih edilen göz teması süresini kurmaya çalıştı. Ortalama olarak üç saniye sürdüğü sonucuna vardılar (ve hiç kimse dokuz saniyeden uzun süren bakışları tercih etmedi).

 

KAYNAK:GAİA DERGİSİ

| | | | Tümü |