Beylikdüzü Randevu (0212) 873 84 84 - (0553) 562 03 03

YAZILAR

Yeme Davranışında Bozulmanın Üretildiği Toplumsal Bağlamı Anlamak

Beden, tüketim kültüründe bir proje, bir tasarı nesnesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Kimlik inşasının üretim süreci üzerinden değil, tüketim pratikleri üzerinden gerçekleştiği bu çağda bedenin yeniden yapılandırılması söz konusudur.

Tüketim kültürünün buyruklarına ve normlarına hizmet edecek şekilde gerçekleştirilen bu yapılandırma sağlık, diyet, güzellik, estetik ve kozmetik gibi alanlarda yoğunlaşmaktadır. Toplumca idealize edilen bedene ulaşmak bireysel düzeyde, beğenilmek, sağlıklı olmak, kendini güzel bulmak, özgüvenli olmak gibi pek çok anlam barındırmaktadır.

Sağlıklı olmanın, sağlıklı beslenmenin, formda olmanın bir tür gerekliliğe dönüştüğü ve hem erkekler hem kadınlar üzerinde -ancak daha belirgin ölçüde kadınlar üzerinde- büyük bir baskı oluşturduğu görülmektedir. Fit (uygun) bir bedenin sürekli olarak teşvik edilmesi ve aynı anda yeme arzularının tetiklenmesi, yeme davranışlarında bozulmalara yol açabilmektedir.

Tüm bu olgular bir arada değerlendirildiğinde, yeme bozukluklarının giderek yaygınlaşması oldukça anlaşılır bir zemine oturmaktadır. Yeme davranışlarındaki bozulmaların kaynağında sıklıkla düşük benlik saygısı, depresyon, değersizlik, kimlik karmaşaları, aile içi çatışmalar, kişilik özellikleri gibi psikolojik nedenler bulunmaktadır. Öte yandan, yeme davranışını düzenleyen mekanizma, o günün yaşam koşullarının getirmiş olduğu düzenlemelerden ayrı değildir.

Medya tarafından, zayıflığın ve kusursuzluğun öneminin sürekli vurgulanması yeme davranışlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Dolayısıyla problemli yeme davranışlarını, bireylerin kendi bedenleri üzerinde uyguladıkları zorlayıcı davranışları ele alırken toplumsal altyapıyı, idealize edilen beden imajını, bedenin bugünün bireyi için ne anlama geldiğini göz önünde bulundurmak, bütüncül bir perspektiften bakmak adına faydalı olacaktır.

KAYNAK :ONTO DERGİSİ SAYI:20

| | | | Tümü |